Duygudurum Bozuklukları

SAS-Balance Dinleti Programlarımız; duygusal bozukluklar neticesinde işlevini yitiren bazı beyin bölümlerini yeniden harekete geçirebilmeyi amaçlamaktadır.

Duygudurum Bozuklukları

SAS-Balance Dinleti Programlarımız; duygusal bozukluklar neticesinde işlevini yitiren bazı beyin bölümlerini yeniden harekete geçirebilmeyi amaçlamaktadır. Program kulaklıklar aracılığıyla dinletiler şeklinde gerçekleşir ve düşünme, mantık, planlama, konuşma, davranış ve beden kontrolü gibi merkezleri uyararak sağ ve sol beyin iletişimini güçlendirir beynin bütün olarak çalışmasını destekler. Ayrıca SAS-Balance Programı solunum ritmi, nabız sayısı, kan basıncı gibi fizyolojik olaylara da olumlu etki yapar. Böylece kişinin yaşam kalitesi artmış olur.

Depresyon

Her gün depresif bir modda mısınız ?

Hayattan ve hobilerinizden artık zevk almıyor musunuz ?

İş, aile ve sosyal hayatınızda sorunlar mı yaşıyorsunuz?

Enerjiniz tükenmiş, yorgun ve mutsuz mu hissediyorsunuz?

Uyku ve yeme alışkanlığınızda sizi rahatsız edici değişimler mi var ?

Bu soruların büyük bir çoğuna cevabınız “evet” ise, popülasyonda % 5 oranında görülen depresif bozukluğun etkisinde olabilirsiniz. Depresyon; vücudu, düşünceleri ve duygu durumunu etkileyen, çevresel yada fiziksel faktörlerden kaynaklanan beyinsel bir işlev bozukluğudur. Yemek ve uyku alışkanlığı, fiziksel dayanıklılık ve sağlıklı düşünce üretebilme mekanizmaları gibi bir çok alanda bireyleri etkileyen depresyon, hayat kalitesini düşürmektedir.

Günümüzde yapılan çok yönlü araştırmalar depresyon anında beynin ön lobunda bir takım bozulmaların ortaya çıktığını göstermektedir. Normal çalışan bir beyin, aşırı tepkileri ve davranışları kontrol edebilirken özellikle depresyonda görülen beyin ön bölgesindeki aktivasyon bozuklukları davranış kontrolünün bozulmasına sebep olmaktadır.

Kaygı ve Endişe Bozukluğu

Sürekli stresli, gergin, huzursuz ve kaygılı mı hissediyorsunuz?

Kaygınız, iş ve aile yaşantınızdaki sorumluluklarınızı mı engelliyor?

Kaygılarınızdan dolayı günlük aktivitelerden uzak mı duruyorsunuz?

Sizi endişelendiren düşünceleri kontrol etmekte sıkıntı mı yaşıyorsunuz?

Bilinenin aksine kaygı, bir tehlike yada tehdit durumunda ortaya çıkan, olaması gereken, normal bir insan duygusudur. Bu endişe hali tüm insanlarda var olan “kaç yada savaş” mekanizmasının bir ürünüdür ve hayatta kalmayı sağlar. Ancak, gereğinden fazla ve sıklıkta yaşanılan “yersiz kaygı”, sadece ruh sağlığını değil, aynı zamanda beden sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Endişenin duygusal belirtileri; tedirginlik, endişe, felakete odaklanma, gergin ve her an tetikte hissetme, asabiyet, huzursuzluk, tehlike işaretlerini gözleme şeklinde olabilir. Kaygının bedene yansıması ise; kas ağrıları, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, halsizlik, uykusuzluk, baş ağrısı, sıkça yaşanan tuvalet ihtiyacı ve nefes almada güçlük olarak kendini gösterebilir. Bu yüzden, fazla kaygılı kişiler, hayatlarında birçok zorlukla karşılaşır.

Panik Atak Bozukluğu

Aniden meydana gelen panik ve korku nöbetleri geçirme hali “panik atak” olarak adlandırılır. Bazen ataklara neden olan kişiye özgü belirli bir tetikleyici vardır ve kişi; göğüste ağrı, kalp çarpıntısı, bayılma ve boğulma hissi, nefes almada zorluk, hipertansiyon, titreme, sıcak yada soğuk basmaları, mide bulantısı, kramp ve bulunduğu ortamdan ayrılma hissi gibi çok çeşitli belirtiler gösterebilir. Bu fiziksel ve ruhsal belirtiler, kişilerin normal bir hayat sürmesinin önünde büyük bir engel taşımaktadır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Savaş, patlama, afet (deprem, sel, yangın), saldırı, tecavüz, işkence, kaza, aile içi şiddet, beklenmedik ölüm, çocuklukta yaşanan taciz gibi travmatik olaylar sonucu kişinin yaşadığı aşırı korku, dehşet içinde olma hali, uykusuzluk, kolay irkilme, çabuk sinirlenme, yabancılaşma ve çaresizlik hissi gibi etkilere yol açar ve bu durum “ruhsal travma” olarak adlandırılır.

Liste

Başarı Hikayelerimiz

Tüm Sonuçlar

Başarı Oranı

Anksiyete, Kaygı ve Müziğin Etkisi

Anksiyete ve yakın kuzeni panik, korkudan doğuyor. Aslında korku, sahip olduğumuz en eski hayatta kalma mekanizması. Korku, gelecekte tehlikeli durumlardan kaçınmayı öğrenmemize yardımcı oluyor.

Özgüvenli Mi Yoksa Narsist Bir Çocuk Mu Yetiştiriyorsunuz?

Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili en büyük beklentileri onların mutlu ve özgüveni yüksek bir birey olmaları.